“Haksız Rekabetin Gölgesinde: Yetkisiz Satış Noktaları ve Sessiz Mağduriyet” - Medyabir PRO Haber Yazılımı

“Haksız Rekabetin Gölgesinde: Yetkisiz Satış Noktaları ve Sessiz Mağduriyet”

Yazar: Ahmet Tavşanlar | 06.12.2025

Sağlık sektöründeki düzensizliklerin yarattığı tahribatı son üç yazımda farklı yönleriyle ele almaya çalışmıştım. Ne yazık ki, bu sorunların birçoğu hâlâ yerinde duruyor ve her geçen gün biraz daha derinleşiyor. Yazılarıma gelen okuyucu yorumları ise hem sahadaki gerçekliği hem de bu konuların ne kadar yakıcı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Son yazıma gelen bir yorumda, bir meslektaşımızın şu ifadeleri özellikle dikkatimi çekti:

“Yetki belgesi olmayan yerlerde tıbbi cihaz satışının yapılıyor olması, sadece perakende satış yapan meslektaşlarımızı haksız rekabet ortamında mağdur etmektedir.”

Bu cümle, sektörün belki de en büyük ama en az konuşulan yarasına parmak basıyor. Çünkü tıbbi cihaz, herhangi bir ürün değildir. İnsanın sağlığına dokunan, standardı, izlenebilirliği, doğru kullanım eğitimi ve satış sonrası sorumluluğu olan bir alandır. Ancak gelin görün ki, bu sorumluluğun yüklenmesi gereken adreslerde değil; yetkisiz tezgâhlarda, market raflarında, hatta sokak aralarında bu ürünlerin satıldığını görmek artık kimse için şaşırtıcı değil.

Sessiz mağduriyetin adı: Haksız rekabet

Bu durumun mağdur ettiği kesim yalnızca üreticiler ya da ithalatçılar değil. Yıllardır bu işin eğitimini almış, belgesini tamamlamış, kira ödeyen, personel çalıştıran ve tüm satış süreçlerini mevzuata göre yürüten perakende satış noktaları, ne yazık ki kontrolsüz ve denetimsiz noktalarla yarışmak zorunda bırakılıyor.

Bu rekabet değil; sektörün omurgasını zedeleyen bir adaletsizliktir.

Sektörün meselesi değil, ülkenin sağlık güvenliği meselesi

Yetkisiz satışın yarattığı haksız rekabetin ötesinde, asıl kaybeden toplumdur. Çünkü yanlış saklanan, izlenebilirliği olmayan, garanti kapsamı belli olmayan, eğitim verilmeden satılan tıbbi cihazın bedelini en nihayetinde hastalar ödüyor.

Bunun altını çizen her yorum, her geri bildirim, bana göre yalnızca bir şikâyet değil; aslında halk sağlığına dair bir uyarıdır.

Konuşmak yetmez, çözüm zorunluluktur

Sektör paydaşlarımızın yaşadığı bu sıkıntıyı yalnızca bir paragrafla geçiştirmek, bu soruna haksızlık olur. Bu nedenle, okuyucumuzun yaptığı yapıcı eleştiriyi bir sonraki yazılara havale etmek yerine, bu yazının merkezine almayı uygun gördüm.

Önümüzdeki süreçte de, özellikle:

• yetki belgesi olmayan noktalarda satışın nasıl engellenebileceği,

• mevcut denetim mekanizmalarının neden işlemekte zorlandığı,

• piyasada kontrolsüz büyüyen merdiven altı satış ekonomisinin nasıl kırılabileceği

gibi konuları yine bu köşede ele almayı sürdüreceğim.

Son söz

Sektörün sorunu konuşuldukça görünür oluyor, görünür oldukça çözüm ihtimali güçleniyor. Bu nedenle tüm yapıcı eleştiriler, katkılar ve saha deneyimleri, bu yazı dizimin en önemli parçalarından biri.

Yapıcı yorumlarıyla katkı sunan tüm meslektaşlarıma teşekkür ederim.

Bu konuyu konuşmaya, geliştirmeye ve çözüm adına ışık tutmaya devam edeceğim.

Ana Sayfaya Dön